- Katılım
- 20 Kas 2015
- Mesajlar
- 14,205
- Tepkime puanı
- 7,543
- Puanları
- 113
- Konum
- İstanbul
- Cinsiyetiniz
- Bayan
- Burc
- Yengeç
- Nerden:
- 34 İstanbul
- İlgi Alanı:
- Tarih, spor
Duygular rengarenk ve çeşitlidir. "Motivation And Emotion" dergisinde yayınlanan bir makale içeriğindeki bilgilere göre, duyguların da doğadaki her şey gibi bir süresi, bir ömrü vardır.
Bize olan etki süresi ile bilimsel olarak duygu süresi tamamen farklı olsa da, ben öncelikle bizim psikolojik olarak hissettiğimiz süreleri ele alacağım. Bir sürü duygu yazıyorum şimdi aşağıya, fakat bir duygu var ki bekle bekle geçmez... hepsini ele alalım. Peki, bilimsel çalışmalar ışığında, duygularımızın psikolojik olarak etki süresi ne kadardır?
İğrenmek: Yarım saat
Utanmak: Yarım saat
Küçük düşme: 45 dakika
Korkmak: 45 dakika
Şefkat: 1,5 saat
İrrite olmak: 1,5 saat
Şaşırmak: 2 saat
Sıkılmak: 2 saat
Sinirlenmek: 2 saat
Gurur: 3 saat
Suçluluk: 3 saat
Stres: 3 saat
Rahatlama: 5 saat
Şükran duygusu: 5 saat
Hayranlık: 5 saat
Coşku: 6 saat
Bir sıkıntıdan kurtulma duygusu: 8 saat
Kıskançlık: 15 saat
Memnuniyet: 24 saat
Hayal kırıklığı: 24 saat
Kaygı: 24 saat
Umut: 24 saat
Çaresizlik: 24 saat
Sevinme, keyif hali: 35 saat
Kin: 60 saat
Üzüntü: 120 saat
Üzüntü, duyguların en uzun süreli olanıdır. Bazı duyguların neden diğerlerinden daha uzun sürdüğünü inceleyen bir çalışmada ortaya çıkan bir gerçek, bizi kendi iç yüzümüze daha da yakınlaştırıp, aslında hepimizin ne kadar karamsar olduğunu bir kez daha gözler önüne serer. Tabi ki burada bahsettiğimiz üzüntü modeli, derin ve hayatı etkileyen olaylar karşısındaki üzüntüdür.
Bu tür olaylar hayatımızda doğrudan bir şeyleri değiştirme eğilimde olduğu için ve kabullenilmesi gereken detaylar barındırdığı için, doğurduğu üzüntünün süresi diğer duygulara göre daha uzundur. Uzun bir kabulleniş ister, bu duygudan arınmak ve kendi kendimizi teselli etmek için daha fazla zamana ihtiyaç duyarız. Bu yüzden üzüntü duygusu, yukarıda sadece bazılarını yazdığım ve hepsini yazmaya gerek duymadığım çoğu duyguya göre 240 kat daha fazla uzun sürer.
Duyguların süresi, temel mantık olarak negatif düşüncelerimizin sürekliliğinin duygu üzerinde etkisi ile doğru orantılıdır. Mesela suçluluğun utançtan çok daha uzun süren bir duygu olması, kaygının ise korkudan daha uzun sürmesi bize bunu daha net anlatacaktır.
Tamam bunları bildik, anladık. peki, duygularımızı kontrol etmek, gerçekten mümkün müdür? Oraya gelelim.
Bilimsel olarak ise duyguların bedenimizdeki süresi aslında yalnızca 90 saniyedir. Buna 90 saniye kuralı denir. 90 saniye kuralının mucidi sayılabilecek amerikalı nöroanatomist, dr. Jill bolte taylor şöyle demiştir:
“Yaşadığımız her duygunun bedenimizde kalma süresi 90 saniye. Yani korku, öfke, üzüntü gibi her duygunun ömrü bilimsel olarak sadece ve sadece 90 saniyecik.
90 saniyeden sonrası artık bizim kendi seçimimiz! Ya mutlu olacağız ya da mutsuz.
O yüzden, olumsuz bir duygu durumundayken, kendinize söylediklerinize dikkat edin. Kafanızda olumsuz senaryolar yazmayın ve olumlu dil kalıpları kullanmaya özen gösterin.”
Bize olan etki süresi ile bilimsel olarak duygu süresi tamamen farklı olsa da, ben öncelikle bizim psikolojik olarak hissettiğimiz süreleri ele alacağım. Bir sürü duygu yazıyorum şimdi aşağıya, fakat bir duygu var ki bekle bekle geçmez... hepsini ele alalım. Peki, bilimsel çalışmalar ışığında, duygularımızın psikolojik olarak etki süresi ne kadardır?
İğrenmek: Yarım saat
Utanmak: Yarım saat
Küçük düşme: 45 dakika
Korkmak: 45 dakika
Şefkat: 1,5 saat
İrrite olmak: 1,5 saat
Şaşırmak: 2 saat
Sıkılmak: 2 saat
Sinirlenmek: 2 saat
Gurur: 3 saat
Suçluluk: 3 saat
Stres: 3 saat
Rahatlama: 5 saat
Şükran duygusu: 5 saat
Hayranlık: 5 saat
Coşku: 6 saat
Bir sıkıntıdan kurtulma duygusu: 8 saat
Kıskançlık: 15 saat
Memnuniyet: 24 saat
Hayal kırıklığı: 24 saat
Kaygı: 24 saat
Umut: 24 saat
Çaresizlik: 24 saat
Sevinme, keyif hali: 35 saat
Kin: 60 saat
Üzüntü: 120 saat
Üzüntü, duyguların en uzun süreli olanıdır. Bazı duyguların neden diğerlerinden daha uzun sürdüğünü inceleyen bir çalışmada ortaya çıkan bir gerçek, bizi kendi iç yüzümüze daha da yakınlaştırıp, aslında hepimizin ne kadar karamsar olduğunu bir kez daha gözler önüne serer. Tabi ki burada bahsettiğimiz üzüntü modeli, derin ve hayatı etkileyen olaylar karşısındaki üzüntüdür.
Bu tür olaylar hayatımızda doğrudan bir şeyleri değiştirme eğilimde olduğu için ve kabullenilmesi gereken detaylar barındırdığı için, doğurduğu üzüntünün süresi diğer duygulara göre daha uzundur. Uzun bir kabulleniş ister, bu duygudan arınmak ve kendi kendimizi teselli etmek için daha fazla zamana ihtiyaç duyarız. Bu yüzden üzüntü duygusu, yukarıda sadece bazılarını yazdığım ve hepsini yazmaya gerek duymadığım çoğu duyguya göre 240 kat daha fazla uzun sürer.
Duyguların süresi, temel mantık olarak negatif düşüncelerimizin sürekliliğinin duygu üzerinde etkisi ile doğru orantılıdır. Mesela suçluluğun utançtan çok daha uzun süren bir duygu olması, kaygının ise korkudan daha uzun sürmesi bize bunu daha net anlatacaktır.
Tamam bunları bildik, anladık. peki, duygularımızı kontrol etmek, gerçekten mümkün müdür? Oraya gelelim.
Bilimsel olarak ise duyguların bedenimizdeki süresi aslında yalnızca 90 saniyedir. Buna 90 saniye kuralı denir. 90 saniye kuralının mucidi sayılabilecek amerikalı nöroanatomist, dr. Jill bolte taylor şöyle demiştir:
“Yaşadığımız her duygunun bedenimizde kalma süresi 90 saniye. Yani korku, öfke, üzüntü gibi her duygunun ömrü bilimsel olarak sadece ve sadece 90 saniyecik.
90 saniyeden sonrası artık bizim kendi seçimimiz! Ya mutlu olacağız ya da mutsuz.
O yüzden, olumsuz bir duygu durumundayken, kendinize söylediklerinize dikkat edin. Kafanızda olumsuz senaryolar yazmayın ve olumlu dil kalıpları kullanmaya özen gösterin.”