- Katılım
- 20 Kas 2015
- Mesajlar
- 14,205
- Tepkime puanı
- 7,543
- Puanları
- 113
- Konum
- İstanbul
- Cinsiyetiniz
- Bayan
- Burc
- Yengeç
- Nerden:
- 34 İstanbul
- İlgi Alanı:
- Tarih, spor
Biz ergen falan da olmadık. Bizim ergenliğimiz anamızın bir terliğine bakardı. Anında fabrika ayarlarımıza dönerdik. Anamızdan dayak yedik
Aramızda ara sıra anasından dayak yiyip bu gun piskopat olan var mı? Her içtiğimiz su bardağını mutfak tezgahına korkusuzca dizen var mı aramızda?
Divan'ın altındaki sepet giysilerimiz icin yeterdi. Dolap dolap kıyafetimiz de yoktu. Sokak sokak gezerdik. İstediğimiz arkadaşa gider , evinde otururduk. İzin almak gereksizdi. korkusuzduk.
Kimse bize tecavüz etmez, yada organlarımızı almaya kalkmazdı. bazılarımız sınıfta kalırdı. Hiç birinin ailesi apar topar doktora götürüp bir dünya psikoloji raporu almazdı.
Pazarlarda su satardık. Sokakta oynardık. Heryerimiz yara olurdu, ellerimiz pisti. Pis ellerimizle yağlı , yada salçalı ekmek yerdik. Bazende domates, üstümüze fışkırta fışkırta, titiz annelerimiz buna bile izin verirdi.
Pazar sabahları tv de kovboy filmleri izlerdik. Teksas tommikslerimiz giyecek sepetimizin arasında dururdu. Dünya öyle büyüktü ki dolaş dolaş bitiremezdik.
Cep telefonu, marka ayakkabı, rengarenk oyuncaklar ve bilgisayarlarımız yoktu. Mahalle bakkalımızı dünyanın en zengin insanı sanırdık. Özgür büyürdük, kimse kıyıda köşede şunu yap , bunu söyle demezdi.
En büyük baskı annelerimizin kaşı gözünün oynamasıydı. Savaş nedir, insanlar kaça ayrılır bilmezdik. Mahallenin hayvanları hep arkadaşımızdı. Fazla birşeyimiz yoktu, ama....
Biz öyle mutlu çocuklardık ki..
Aramızda ara sıra anasından dayak yiyip bu gun piskopat olan var mı? Her içtiğimiz su bardağını mutfak tezgahına korkusuzca dizen var mı aramızda?
Divan'ın altındaki sepet giysilerimiz icin yeterdi. Dolap dolap kıyafetimiz de yoktu. Sokak sokak gezerdik. İstediğimiz arkadaşa gider , evinde otururduk. İzin almak gereksizdi. korkusuzduk.
Kimse bize tecavüz etmez, yada organlarımızı almaya kalkmazdı. bazılarımız sınıfta kalırdı. Hiç birinin ailesi apar topar doktora götürüp bir dünya psikoloji raporu almazdı.
Pazarlarda su satardık. Sokakta oynardık. Heryerimiz yara olurdu, ellerimiz pisti. Pis ellerimizle yağlı , yada salçalı ekmek yerdik. Bazende domates, üstümüze fışkırta fışkırta, titiz annelerimiz buna bile izin verirdi.
Pazar sabahları tv de kovboy filmleri izlerdik. Teksas tommikslerimiz giyecek sepetimizin arasında dururdu. Dünya öyle büyüktü ki dolaş dolaş bitiremezdik.
Cep telefonu, marka ayakkabı, rengarenk oyuncaklar ve bilgisayarlarımız yoktu. Mahalle bakkalımızı dünyanın en zengin insanı sanırdık. Özgür büyürdük, kimse kıyıda köşede şunu yap , bunu söyle demezdi.
En büyük baskı annelerimizin kaşı gözünün oynamasıydı. Savaş nedir, insanlar kaça ayrılır bilmezdik. Mahallenin hayvanları hep arkadaşımızdı. Fazla birşeyimiz yoktu, ama....
Biz öyle mutlu çocuklardık ki..